Sergüzeşt, Samipaşazade Sezai’nin acıklı bir aşk hikâyesi üzerinden kölelik ve özgürlük konularını işlediği romanıdır. Yazar bu eserinde, kölelik kurumunu, Osmanlı burjuvazisini ve insanın kendisinin değil ait olduğu sosyal sınıfın önemsenmesini eleştirerek, insanların eşit olduğu fikrini savunur.
Gözüm sekiz arşın kalınlığındaki taş duvarları aşıyor, güverte kenarında eteklerini uçurarak vincin işlemesini seyreden kızları, merdivenden kocaman yatak denkleri indirmeye çalışan hamalları görüyordu. Yerimden fırlamak, gardiyanları, jandarmaları şöyle elimin tersiyle iterek çıkıp yürümek, bir sandala atlayıp gemiye varmak ve kaptana: “Çek!” demek istiyordum.
İslam Bey, gönüllü olarak orduya gidecektir ve uzaktan sevmekte olduğu Zekiye ile vedalaşmak ister. Zekiye’ye, kendisi hakkında beslediği sevgiyi anlatır. Kız da ona karşı kayıtsız olmadığı gibi, onun arkasından o da erkek elbisesi giyerek gönüllüler takımına karışır, Silistre’ye kadar gider...