İslam Bey, gönüllü olarak orduya gidecektir ve uzaktan sevmekte olduğu Zekiye ile vedalaşmak ister. Zekiye’ye, kendisi hakkında beslediği sevgiyi anlatır. Kız da ona karşı kayıtsız olmadığı gibi, onun arkasından o da erkek elbisesi giyerek gönüllüler takımına karışır, Silistre’ye kadar gider...
Boğaziçi'ndeki okullardan birinde yatılı okumakta olan Tahsin, kendisine eşek Türk diyen Cemil'e taş atar ve onu yaralar. Okulun öğretmenlerinden Orhan ilk müdahaleden sonra yaralanan çocuğu evlerine götürür. İdealizmle materyalizm arasında bocalayan, milliyetçi bir öğretmen olan Orhan, Mütareke sonrası İstanbul'unun zengin ve yozlaşmış kesimiyle bu olaydan sonra ilişki kurar ve o evdeki Batılı tarzda eğitim almış, kozmopolit düşüncelere sahip Vedia'ya âşık olur.
Ruşen Eşref Ünaydın’ın 1918 yılında Çanakkale zaferinin mimarı Mustafa Kemal Atatürk ile yaptığı günler süren mülakatlar bu kitapta bir araya geliyor. Bu mülakatlar, aldığı kararlar ve kazandığı zaferlerle bir ulusun kaderini değiştiren Mustafa Kemal Atatürk ile yapılan ilk mülakat olma özelliğini taşıyor.
Bodrumdaki lahitle karşılaştıkları gün, Ali'yle Emre'nin yaşamlarına yeni bir boyut eklendi: İstanbul onlarla konuşuyordu. Bu gizli boyutu bir tek Burcu'yla paylaştılar. Artık her gün yeni bir serüvene çıkabilirlerdi.