Gözüm sekiz arşın kalınlığındaki taş duvarları aşıyor, güverte kenarında eteklerini uçurarak vincin işlemesini seyreden kızları, merdivenden kocaman yatak denkleri indirmeye çalışan hamalları görüyordu. Yerimden fırlamak, gardiyanları, jandarmaları şöyle elimin tersiyle iterek çıkıp yürümek, bir sandala atlayıp gemiye varmak ve kaptana: “Çek!” demek istiyordum.
“Gençliğimde gergin, stresli, mutsuz günlerim çok oldu. Kendimi suçlu hissettiğim, değersiz gördüğüm dönemler yaşadım. Şimdi hayatım anlamlı, coşkulu ve şükür duygusuyla dopdolu… Neden? İçinde yaşadığım koşulların iyileşmesinden mi? Geliştirdiğim farkındalıkların sonucu mu?”
"Çocuğunuzun Başarma İsteğini, Hevesini, Şevkini Nasıl Canlandırabilirsiniz?"
“Bu kitabı, çocuğunun sınavda başarılı olmasını isteyen ama ‘Çok çalış oğlum/kızım!’ demenin ya da tüm maddi olanakları seferber etmenin ötesinde elinden başka bir şey gelmediğini düşünen anne-babalar için yazdım.”—Doğan CÜCELOĞLU
Bir zamanlar içimi kanırtan ne varsa bir o kadar önemsiz görünüyor şimdi gözüme. Karşılıksız bıraktığın bütün duyguları, bütün iyi niyetleri, bütün çabaları rüzgâra bıraktım; nereye gittiklerinin bir önemi yok. Yarattığın uçurum kadar derin değil, öylesine bir tebessüm olarak kaldın yüzümde.